Kuru Ciltler için Kalıcı Çözümler

Kuru cilde hakim olan kişiler daha çabuk yaşlanmaya meyillidir. Cildi kuru olan bende, kuru cilde sahip olan kişilerle aynı dertten muzdaribim. Cildimizin kurumasını nasıl önleyebiliriz, ne gibi bakımılar uygulayabiliriz? İşte hepsi!

Yaşa bağlı olmaksızın meydana gelen cilt kurulukları birçok nedenden dolayı oluşabilir. Ciltteki pullanma ve sıkıntı verici bir gerginlik hissine neden olan kuru ciltlerden kurtulmanın yollarını merak ediyorsanız işte aradığınız cevaplar…

Kuru cilt; tüm vücudumuzu bir film tabakası şeklinde örten hücrelerden oluşan stratum korneum denilen tabakadaki suyun kaybı sonucu oluşur. Bu tabaka suyunu kaybedince esnekliğini kaybeder, çatlar ve pullanır. Stratum korneum su tutan maddeler içerir ve cildin daha cildin alt kısımlarından suyun sızmasını engeller. Hücreler ve yağdan oluşan bir film tabakası içeren stratum korneum tarafından su tutulur ve ciltten buharlaşması engellenir.

Kuru, pullu cildi tetikleyen faktörler nelerdir?

Kuru cilt herhangi bir yaşta ve bir çok nedenden dolayı oluşur. Kuru cilde neden olan koşullar:

- Kuru hava, özellikle kış aylarındaki düşük nem,

- Düşük nem bulunan yerler, özellikle merkezi ısıtmanın olduğu kapalı alanlar, ateşe veya ısıtıcı fanlara yakın oturma,

- Rüzgara maruz kalma,

- Sık yıkanma, duş alma ve yüzme, özellikle bol klorlu aşırı sıcak ve soğuk suda yüzme,

- İdrar söktürücü ilaçlar,

- Kalıtsal faktörler ve artan yaş ile sebum (yağ) gibi doğal nemlendiricilerin azalması,

- Atopik egzama, sedef ve ihtiyosis gibi cilt hastalıkları,

- Metabolik faktörler, tiroid bezinin yeterince çalışmaması veya aşırı kilo kaybı

- Sabun, deterjan ve çözücülere maruz kalma.

Ciltten su kaybı en sık hangi durumlarda olur?
Ciltten su kaybını arttıran diğer önemli bir faktör, ciltten banyo esnasında kaybedilen sıvıdır. Sıcak su ile yıkanma ve sabunlar, ciltteki koruyucu yağ tabakasını azaltırlar. Banyoda azalan yağ eğer dışardan uygulanan bir nemlendirici ve yağ ile dengelenmezse; ciltten su kaybı artar ve banyodan sonraki bir saat içinde, cilt normalde olduğundan daha kuru bir hal alır. Deterjanlar ve çözücüler de benzer şekilde, cildin yağ tabakasını kaldırarak cildi kuruturlar.

Cilt pullanması nasıl oluşur?
Cilt pullanması stratum korneum dediğimiz cilt yüzeyinden hücrelerin gözle görülebilir şekilde ayrışması ile oluşur. Normal ciltte bu süreç gözle görülmez, çünkü hücreler tek tek dökülür. Pullu ciltte cilt hücreleri birbirlerinden ayrılamazlar ve bu da gözle görülebilen kepeklenmeye neden olur. Bu durum kuru ciltte herhangi bir nedenle gelişebilir; ayrıca seboreik egzama, sedef ve ihtiyosis hastalığında cilt hücrelerinin yapısı bozuktur ve birbirlerinden kolay kolay ayrılamazlar.

Kuru ciltten korunmanın yolları nelerdir?
Herhangi bir nedenle kuruluğa eğilim gösteren cildin, sabun ve su ile teması azaltılmalı ve nemlendiriciler kullanılmalıdır.

Sıcak sudan ve aşırı su temasından kaçının. Sıcak su cildin doğal yağlarını ortadan kaldırır ve cildi kurutur.

Banyo sıklığını azaltın. İki günde bir veya daha seyrek banyo yapın ve yıkanma sıklığınızı azaltmak için kirlenmemeye dikkat edin.

Banyo ve duş süresini kısa tutun. Kısa bir duş ve banyo cildi nemlendirir, fakat cildi havlu ile ovuşturmak veya ciltten suyun buharlaşması deriyi kurutur. Bu nedenle banyo ve duş süresi uzatılmamalı ve ılık su ile yıkanılmalıdır.

Duştan sonra cildinizi havlu ile ovuşturmayın. Bunun yerine cilde havlu ile hafifçe dokunarak kurulanılmalıdır.

Hafif sabunlar kullanın. Sabunlar cildi kurutur. Hafif, fakat fazla yağ içeren sabunlar veya sabunsuz temizleyiciler (pH seviyesi cildinizin pH seviyesine uygun (5.5) dermokozmetikler) kullanılmalıdır. Bu arada sabun kullanımını da minimale indirilmelidir.

Banyodan sonra cildiniz hemen nemlendirin. Banyodan sonra cilt halen nemli iken, nemlendirici losyon ve kremleri uygulayınız. Banyo sonrasında cildinizi tamamen kurularsanız, cildin doğal nemi de buharlaşarak deriden uzaklaşır. Nemlendirici losyon ve kremler, gün içinde ihtiyaç olduğunda kullanılmalıdır. Çok şiddetli kuruluk olduğunda laktik asit veya üreli nemlendiriciler kullanılmalıdır.

Cilt kuruluğu cilt hastalıklarına neden olabilir mi?
Bazı kişilerde cilt kuruluğu, dermatit (egzama) denen cilt hastalığına neden olabilir. Dermatit cildin inflamasyonuna verilen addır. Bu durum alt bacaklarda egzema craquele; gövde, kollar ve bacaklarda ise numular dermatite neden olur. Bazen de ciltten herhangi bir döküntü olmadan kaşıntı görülebilir. Bu duruma yaşlılığa bağlı kaşıntı veya kış kaşıntısı denir. Dermatit geliştiğinde dermatoloji uzmanları kortizon içeren kremleri reçete ederler. Kortizonlu kremler dermatit bulunan alanlara uygulanır. Dermatit iyileştiğinde uygulamaya son verilmeli, daha sonra dermatitin yenilenmesini engellemek amacıyla nemlendiriciler kullanılmalıdır.

Cildin iyi nemlendirilmesi cilt kuruluğunu düzeltir, eğer cildiniz tüm kurallara uyulmasına rağmen iyileşmiyorsa dermatoloji uzmanına başvurunuz.

Sevgili Melek’ler, yukarıda da belirttiğim gibi benimde cildim kuru, ben kuru cildim için, güzelleşmek için bol bol su içiyorum. Su güzelliğe giden bir kapıdır, ve idrar yolları hastalıklarını, böbrek hastalıklarını tedavi edici, doğal bir şifadır. Günde en az 2 litre (8 bardak) su tüketmenizi öneriyorum.

Sağlık, sevgi ve güzellikle kalın…



Bir önceki yazımız olan Yüz güzelliği için başlıklı makalemizde Cilt Bakımı, cilt bakımı nasıl yapılır ve Güzellik hakkında bilgiler verilmektedir.


Saç Dökülmesinin Nedenleri






Merhaba arkadaşlarım, saç dökülmesi ile ilgili sorunlarınıza bir nebze olsun cevap bulmak ve nedenlerini anlamak adına uzmanımız Yrd.Doç.Dr. Melisa Eczacıbaşı sorularınızı yanıtlıyor.Saç dökülmesiSaç dökülmesi ve saç kaybı kadın ve erkeklerde en sık rastlanan estetik sorunlardan biri,Saçlar dış görünüşümüzde çok önemli bir rol oynadıkları gibi ,saçlı deriyi dış etkenlerden koruma ve vücut ısımızın dengelenmek gibi çok önemli görevleride vardır,Lavaboda,yerlerde ve yastıkta zamanla dökülen saçlarımızı görünce üzülüp,canımız sıkılsa da bunların genellikle ölü saçlar olduğunu unutmamız gerekir,esasen her gün 50-80 tane saç telinin dökülmesi normal sayılır,bundan daha fazla bir dökülme varsa dermatoloğa baş vurmanızda yarar var.Saç dökülme ve tedavileri konusunda cilt hastalıkları uzmanı Dr.Melisa Eczacıbaşı ile görüştük.Aşağıda sıra ile okuyabileceğiniz bilgilerr

Saç Dökülmesinin Nedenleri

Saç dökülmenin nedenleri

Genetik,

Saçın kalitesi,rengi ve uzama yeteneği bir çok zaman genetiktir.

Mevsim,ilk bahar ve yazın saçlar daha erken uzarken,son baharda dökülme daha fazla olur.

Hormonlar,saçların büyüme hızında ve dökülmesinde çok önemli rol oynarlar,bu hormonlar arasında androjenler(özellikle erkek saç dökülme nedeni testesteron ve DHT)  östrojen(menapoz döneminde saçlarda azalma,incelme, hamilelik döneminde ise saçlarda dökülmeye neden oluyor) prolaktin,tiroid(saçın kalitesini etkiler)

İlaçlar,radyasyon,kemoterapi

Stres,beslenme yetersizliği(ruhsal ve fiziksel stres,demir,çinko,bakir,B12,folik asit..yetersizliği)

Travma,yanlış uygulanan kozmetik yöntemler

Erkek saç dökülmesi nedenleri

Genetik(erkek saç dökülmesinin en önemli nedeni)

DHT(erkeklik hormonu yani testesteronun türevi olan DHT ,genetik olarak risk taşıyan erkeklerde saç dökülmesinin tek nedenidir(görülen belirtiler saç tellerinde incelme,saç dökülmesinin artması,başın en üst kısmındaki saçlarda incelme,saçta genel olarak hacim azalması,en üst taraflarda saçların incelmesi)bu durumda saçlar ilk önce ön kısımdan azalmaya başlar ve bir süre sonra tepe açılır,kayıp olan saçların yerinde ise ince tüyler çıkar.Saç dökülme ve kayıp  hızı ise 5-15 sene arasında değişir.

Saç dökülme tedavisi

Her şeyden önce saç dökülmenin nedenleri araştırılmalı(stres,genetik,beslenme yetersizliği,hormonlar,mevsimsel nedenler,ilaçlar,yanlış uygulanan kozmetik yöntemler,travma,kemoterapi,radyoterapi….)ve varsa her hangi bir neden tedavi edilmeli.

2.İlaçlar

Saçlı deride kan dolaşımını artıran ve kıl folliküllerinin beslenmesini sağlayan ilaçlar(

*Kıl kökleri besleyici ve güçlendirici etki sağlayanlar.,bunlar zayıf yapıdaki kıl kökleri beslediğinden saçların dökülmesini engellenir*Minoxidil içeren grup,minoxidil kılcal damarları genişletir,kan dolaşımını artırır ve saç follikulerini besler,bu ilaçları en az 6-12 ay kullanmak gerekir*Özellikle erkeklerde var olan başka bir seçenek Finasterit’tir,testesteronun  DHT ‘a dönüşümünü engeller,böylece saç dökülmesi önemli derecede durur,incelmiş olan saçlar kalınlaşmaya başlar.Saç dökülme konusunda en son çıkan seçeneklerden biridir.*Protein,mineral ve vitaminler(saçların uzaması ve beslenmesi için gerekli unsurlar)

3.Saç mezoterapi

Saç dökülmesi,saçların zayıflaması ve cansızlaşması gibi durumlarda uygulanabilen bir yöntem.Bu yöntemde çok ince uçlu bir iğne ile saçlı deri kıl köklerine besleyen, ilaçlar,vitamin ve minerallar direkt kıl köklerin olduğu bölgeye enjekte edilir(biotin,bepanthen,B12,çinko,kükürt,selenyum,demir ve diğer bir çok önemli ilaç..)bu ilaçlar saçlı deride kan dolaşımını artması nedeni ile saçların dökülmesi minimalize eder,saçlar parlaklık ve canlılık kazanır,seans sayısı problemin yoğunluğuna göre değişmekle birlikte ortalama 5-10 dur,haftada bir şeklinde uygulanır ve ortalama 15 dakika  sürer,iğneler son derce ince üçlü olduğundan kesinlikle ağrı,acı yapmaz.

4.Doğru kozmetik ve Saç bakım ürünleri


Saç dökülme tedavisi  sonucunda saç dökülmesi engellenir*sağlam olan kıl kökler besleyip güçlendiği için, saçlarda genel bir dolgunlaşma ve canlanma görülür*yukardaki yöntemler bazen tek tek kullanılabildiği gibi bir çok zaman da kombine bir şekilde uygulanabilirler ,bu şekilde başarı şansları artmış olur.


Cilt lekeleri ve sorunları




Leke hem kadın hem erkeklerde en yaygın görülen cilt rahatsızlıklardan biri,lekelerin bir çoğu özellikle yanak ,alın ve çenede yerleşirken ve yüze daha mat ve pürüzsüz olmayan bir görüntü verirken,bazen vücut bölgelerinde sırtta ve göğüste ve ya el üstünde de yerleşebilirler.Konu ile ilgili American Academy of dermatolojinin aktif üyesi olan cilt hastalıkları uzmanı Dr.Melisa Eczacıbaşı ile görüştük. Leke konusunda her şeyden önce dikkatli bir fizik muayene ve iyi bir
 anemnez şart.lekeler doğuştan ve ya çocukluk döneminde mı ve ya hamilelik sırasında ve ya kişinin geçirdiği bir takım sistemik rahatsızlıklar sırasında kullandığı ilaçlar ile birlikte artış 
gösterip göstermedikleri,güneşe maruz kalan dönemlerde lekelerde artış olup olmadığı iyice araştırılmalı


LEKE ÇEŞİTLERİ Melasma(Cloasma) Doğum kontrol hapları içerdikleri hormonlar nedeniyle ve hamilelik sırasındaki hormonal değişimler melanin pigmentin aşırı üretimini neden olabilir,bu artış ile birlikte en çok güneş gören yanak,alın ve çene gibi bölgelerde boyutları büyük, lekeler oluşabilir,bazen genetik özellik taşıyan bu durumlar tekrarlayan hamileliklerle birlikte  artış gösterebilir 
YAYGIN HİPERPİGMENTASYON Böbrek üstü bezi yetmezliği ile oluşan addison hastalığı,hipertiroidizim  ve hemokromatoz  hastalığında görülür. 
CAFE AU LAİT Sütlü kahve renkli olan bu lekeler doğuştan ve ya erken çocukluk dönemlerinde gelişir,boyutları 2 cm den 30 cm kadar olabilen bu lekeler bazen tek başlarında olabilirler ve ya norofibromatozis hastalıkların belirtisi olabilir.Bu yüzden bu lekeler kontrol altında tutulmalılar. 
FOTO ALLERJİK REAKSİYONLER Ağızdan alınan bazı ilaçlar ve ya topikal bölgesel sürülen bazı kimyasal ilaçlar ve ya bitki yaprakları güneş ile birlikte hiperpigmentasyona yol açabilirler.Bazen hafif kızarıklık e ya alerjik reaksiyon seviyesinde iken bazen daha ağır reaksiyonlar,bölgesel su toplamaları,ve bölgesel lekelerin oluşumuna neden olabilirler. 
KRONİK GÜNEŞ VE YA SOLARYUM BANYOLARI Güneş ve solaryuma maruz kalmanın sonucunda cilt kendini korumak amacı ile daha kalınlaşır ve melanin pigment üretimi artar,dolayısıyla leke oluşumunda artış görülür. 
ÇİL(EFELİD) En çok yanak,alın ve çene kısmında görülen bu lekeler açık ve ya daha koyu kahve rengi lekeler şeklinde olabilirler. Genelde güneşli mevsimlerde artarken güneş olmayan mevsimlerde azalma gösterirler. 
LENTİGO Erken yaşlarda solar lentigo denilirken ileri yaşlarda oluşanlara senil lentigo denilir,boyutları 2-20 cm olabilirken, renkleri açık kahve renginden siyaha kadar değişen renklerde olabilirler,lentigolar bazen sistemik bir takım hastalıklarla birlikte olabilirler ve ya hastalıkların habercisi olabilirler,örneğin Peutz-jeghers sendromunda lekeler ile birlikte bağırskta polip ve iç organlarda kanserler görülebilir.

LEKELERDE TEDAVİ Lekelerin oluşum ve ilerlemesinde güneş çok önemli bir faktör olduğundan her şeyden önce güneşin UV ışınlarından çok iyi korunmak gerekiyor,unutulmamak gereken nokta ise UV ışınlarının bir tek güneşli mevsimlerde değil,bulutlu ve karlı havalarda var olduğunu ve lekelerin ilerlememesi ve yeni lekelerin oluşmaması için her dönemde güneşten iyi korunmak gerektiği,kış aylarında 15-20 faktör güneş koruyucular kullanmaları yeterli iken yaz aylarında daha yüksek faktör içeren güneş koruyucu kullanmak gerekir,güneş koruyucular etkilerini 4-5 saate bir kaybettiklerinde ve su ile temasta etkilerini yitirdiklerinden kaç saate bir onları tekrarlamakta yarar görülüyordur,kozmetik sektörü ise bu konuda çok hızlı bir gelişme göstererek çok değişik alternatifler üretiyor,yüksek koruma faktör içeren föndoten ve pudralar,güneş koruyucu rujlar bu konudaki seçeneklerden birkaç tanesidir.En başarılı,en doğru ve en uygun tedavi yöntemini seçmek ise uzman doktorun bilgisi,tecrübesi şart.Merkezimizde tüm uygulamalar ve leke tedavileri kozmetik dermatoloji,botox,zayıflama,antiajing konularında da önemli bir üne sahip olan öğretim üyesi Dr.Melisa Eczacıbaşı tarafından gerçekleşiyor.

Medikal TEDAVİ, Bölgeye sürülen ilaçlar bazen bölgenin rengini açabilir ve ya soyucu nitelik taşıyabilir,bilinen en önemli renk açıcılar hidrokinon,kojik asit,askorbik asit olup,bazen tek tek bazen kombine şeklinde uygulanabilirken,soyucu nitelikteki ilaçlar ise meyve asitleri ve ya retinoik asitlerdir ve daha derin tabakalara kadar nüfuz ederler,soyucular bazen tek başında bazen başka yöntemler ile birlikte kullanılabilirler



Medikal uygulamalar, Kimyasal peeling, Kimyasal peelingler yüzeysel,orta ve derin peeling olarak 3 gruba ayrılır,yüzeysel ve derin peelingler doktorlar tarafından uygulanmalı,ve değişik konsantrasyonlarda uygulanabilirler bu meyve asit türevi ilaçlar doğru uygulandıklarında kişinin günlük aktivitelerini ve işe gitmesini etkilemezler,cilt tipi,cilt rengi ve problemin yoğunluğuna göre seans sayısı ve seans araları (ortalama 5-10 seans haftada bir)değişebilir,derin peeling cildin derin tabakalarına kadar soyma yaptığından iyileşme dönemi ağır geçer ve doğru yapılmadığında yan etki fazla olduğundan fazla tercih edilmez.
DERMABRAZYON, Derinin en üst tabakası olan epidermis tabakasının tamamı,dermis tabakasının ise üst kısmının dermabrazyon cihazları kullanılarak kaldırılmasıdır.Bu cihazlar hızla dönen tel fırça yada zımpara kağıdından oluşur ve derinin orta tabakalarına kadar soyulmasını neden olur.ilk iyileşme belirtileri bir hafta içersinde başlarken,birkaç haftaya kadar cildi dış etkenlerden çok iyi korumak gerekir,sadece ameliyathane ve steril şartlarda bu konuda eğitimi olan plastik cerrah ve dermatologlar tarafından uygulanan bu yöntem keloid oluşma riski olan kişilerde kesinlikle uygulanmamalı,güneş ve yaşlılık lekeleri yanı sıra akne izlerinde de uygulanabilir bir yöntem.